Yeni teknolojik gelişmeleri kaçırmak ve işletmenizi onlara uygun hale getirmek için çaba harcamamak, sandığınızdan daha kötü bir şekilde sonuçlanabilir. Örneğin, iGaming sektöründe, Sweet Bonanza gibi ödeme çizgileri olmayan çarpanlı oyunlar ciddi bir yeniliği temsil ediyordu ve bunu algılayamayıp klasik oyunlara devam eden işletmeler pek çok üye kaybetti: Sweet Bonanza demo deneyerek bu oyunun neden diğerlerinden daha farklı olduğunu siz de görebilirsiniz.
İşletmenizin yeni teknolojik trendlerle uyumlu kalmasını sağlayacak departman IT’dir ve bu departmanın da kendi trendleri vardır: Bunlar, sizinki dahil her şirketin geleceğini şekillendirebilecek kadar önemli trendlerdir. Aşağıda, hem onlardan hem de farklı sektörleri nasıl değiştirebileceklerinden bahsediyoruz.
Küresel bulut mikro hizmet platformu pazarının 2028'e kadar 4,2 milyar dolar gelir elde edeceği tahmin ediliyor. GitHub üzerinde 200 milyondan fazla kod deposu var ve 2025'e kadar 100 milyon yazılım geliştiricisinin daha bu platformu kullanmaya başlaması bekleniyor. Geliştiricilerin yaklaşık yüzde 90'ı hali hazırda API'ler kullanıyor ve “Yazılım 2.0” olarak bilinen teknoloji, bir program yaratmanın yeni yollarını sunuyor. Bulut üzerinden çalışan hizmet olarak yazılım (SaaS) şirketlerinin, 2028'e kadar yüzde 27,5'lik bir büyüme kaydetmesi bekleniyor.
Bu, IT birimlerinin de değişmesi gerektiğini gösteriyor. IT, geleneksel olarak bir şirketin kullandığı teknolojilerin kendi kontrolünde olan tek bir merkezde bulunmasını ister. Ancak böyle bir düzenleme, bulut bilişim ile SaaS hizmetlerinin sunduğu dinamik ortamı destekleyemez. IT birimlerinin teknolojiyi kontrol etmeye çalışmayı bırakması ve bunun yerine çalışanlara o teknolojiyi kullanabilmeleri için yardımcı olmaya odaklanması gerekiyor. Bu, bakım ve denetim iş yüklerinin neredeyse tamamen ortadan kalkmasına neden olacak, zira bunlar artık ilgili teknolojileri uzaktan ve abonelikle sağlayan üçüncü taraflara ait bir sorumluluk.
Aynı nedenle, IT hizmetleri de şirketlerin sabit departmanları olmak yerine, bir aboneliğe dönüşebilir, zira artık tam zamanlı bir IT çalışanı istihdam edilmesi gerekmiyor. IT sektöründe şimdiden şirketlere abonelik yoluyla IT hizmetleri satmaya çalışan ekipler mevcut ve şimdiye dek kendi ekiplerini istihdam eden şirketler bile artık bir değişiklik yapmayı düşünüyor. Bu yeni trend, hem IT hizmetlerinin nasıl verildiğini hem de şirketlerin çalışma şeklini tamamen değiştirebilir.
Yapay Zekâ ve Makine Öğrenimi, sadece IT endüstrisini değil, tüm dünyayı değiştirme potansiyeline sahip ve bilgi teknolojisi trendleri arasında ilk sırada geliyor. Makine öğrenimi (ML), ayrıca programlamaya gerek kalmadan makineleri belirli bir görevi yerine getirebilmeleri için “eğitmek” anlamına geliyor. Yapay zekâ (AI) ise, insani düşünme yeteneği gerektiren görevleri yerine getirebilen akıllı makineler yaratabiliyor. AI ve ML, günümüzde birçok şirket tarafından operasyonlarında kullanılıyor ve performans artışı, müşteri hizmetlerinin iyileştirilmesi, veri analitiği, üretim sorunlarının azaltılması gibi önemli faydalar elde edilebiliyor.
IT endüstrisi, bu teknolojilerin bir şirkete olan adaptasyonunu yürütmekle görevli ve bu süreci mümkün olduğu kadar sorunsuz tamamlayabilmeleri gerekiyor. Örneğin:
AI ve Makine Öğrenimi, tarım, tıbbi araştırma, borsa, otomotiv gibi farklı sektörlerde çok hızlı bir şekilde yaygınlaşıyor. Örneğin, makine öğrenimi, hava durumunu tahmin etme ve ekilecek ürünleri belirlemek için tarım sektöründe uzun zamandan bu yana kullanılmakta. Aynı nedenle, hem IT çalışanlarının hem de şirketlerin bu teknolojileri mümkün olduğu kadar kısa bir süre içinde kullanmaya başlayabilmeleri için kendilerini eğitmeleri ve değiştirmeleri gerekiyor.
Günümüzde şirketlerin büyük bir kısmı dijital dönüşümden geçiyor ve bu da veri güvenliği tehditlerine (bilgisayar korsanları, virüsler) karşı daha savunmasız hale gelmelerine neden oluyor. Siber güvenlik, dijital verilerinin korunması için hayati öneme sahip olduğundan, IT trendleri arasındaki yeri giderek yükseliyor. Siber güvenliğin amacı, sistemleri, ağları, programları, cihazları ve verileri korumak da dahil olmak üzere bir şirketi siber saldırılardan korumak.
Siber güvenlik, bilgi teknolojisi endüstrisinde giderek daha çok önem kazanan bir trend. Altyapı güvenliği, ağ güvenliği, bulut güvenliği, IoT (nesnelerin interneti) ve uygulama güvenliği olmak üzere 5 katmandan oluşuyor. Şirketlerin verilerini güvenlik tehditlerine karşı korumak için siber güvenlik stratejileri geliştirmesi gerekiyor ve bunu yapacak olan da IT departmanları. Artık, küçük ölçekli şirketlerde dahi IT çalışanlarının bakım ve teknik yardımdan fazlasını yaparak bir siber güvenlik ve felaket sonrası toparlanma stratejisi geliştirmesi gerekiyor.
Blok zinciri, “bloklardan” oluşan verileri kaydetmek için kullanılan dijital ve şifreli bir defterikebirdir. Her blok, bir önceki blok hakkında bilgi içerir ve bir zincir oluşturacak şekilde birbirine bağlanır. Aynı nedenle, bir blok zincirinde yer alan veriler, sonraki tüm bloklar değiştirilmeden geriye dönük olarak değiştirilemez. Bu şekilde oluşturulan defterikebir, blok zinciri üzerindeki tüm bilgisayar sistemleri ağına belirli bir merkezi olmadan dağıtılır.
Böyle bir teknoloji, şirketlerin geleneksel ağ teknolojilerine güvenmek zorunda kalmadan tüm kayıtlarını ve hatta tüm operasyonlarını blok zinciri üzerine taşıyabilmelerine olanak tanır. En azından mali kayıtlar zincir üzerine taşınacak olursa, saniyeler içerisinde şeffaf bir şekilde denetlenmeleri mümkün olur ve finansal kayıtların takibi de kolaylaşır. IT departmanları, böyle bir dönüşüme liderlik etmekle görevlidir ve bu trend giderek yaygınlaşmaktadır. Örneğin, Tencent, Oracle, Meta, Facebook, Adobe ve Salesforce gibi şirketler, tamamen olmasa da kısmen blok zinciri üzerine taşınmıştır ve fikri/sınai mülklerini NFT’ler ile korumaktadır.