Tarih: 12.02.2020 10:07

Eroğlu: “Kelle paça, turşu suyunun korona virüsünü engellediğini söyleyen tıp doktorlarını büyük bir şaşkınlık ve ibretle izlemekteyiz"

Facebook Twitter Linked-in

Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, “Korona virüsünün bir viral enfeksiyon olduğunu ve korkulacak bir şey olmadığını, kelle paça, Maraş usulü ekşili çorba, ev turşusu, turşu suyunun henüz ülkemizde görülmeyen korona virüsünü engellediğini, sirkenin virüslere karşı etkili olduğunu, hatta 30 saniyede virüsleri öldüren karışımlar yaparak iddialı açıklamalar yapan uzman, doçent, profesör ünvanlı tıp doktorlarını büyük bir şaşkınlık ve ibretle izlemekteyiz” dedi.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, başta korona virüsü olmak üzere toplum sağlığına ilişkin kamuoyunda son günlerde oluşan bilgi kirliliğine yönelik yazılı bir açıklama yaptı. Son yılların özellikle Türkiye’nin en önemli problemlerinden birisi haline gelen ve kamuoyunda ciddi kafa karışıklığına sebebiyet veren bilgi kirliliğinin bireysel, toplumsal ve sektörel beslenme üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğunu vurgulayan Eroğlu, “Korona virüsünün bir viral enfeksiyon olduğunu ve korkulacak bir şey olmadığını, kelle paça, Maraş usulü ekşili çorba, ev turşusu, turşu suyunun henüz ülkemizde görülmeyen korona virüsünü engellediğini, sirkenin virüslere karşı etkili olduğunu, hatta 30 saniyede virüsleri öldüren karışımlar yaparak iddialı açıklamalar yapan uzman, doçent, profesör ünvanlı tıp doktorlarını büyük bir şaşkınlık ve ibretle izlemekteyiz. Gıda hijyeni konusunda hiçbir eğitimi, uzmanlığı, deneyimi ve derinlemesine bilgi birikimi olmayan hep belirli kişiler, çoğu zaman kötü bir örneği genelleyerek o televizyondan bu televizyona yaptıkları kanıtı olmayan aykırı açıklamalarla bilgi kirliliğine sebep olmakta, özellikle toplumda itibarı yüksek meslek gruplarından olan doçent ve profesör ünvanlı bu akademisyen ve tıp doktorlarının toplumun kendilerine olan koşulsuz güvenlerini suistimal ederek bireysel veya bazı lobilere çıkar sağlayabildiklerine şahit olmaktayız” açıklamasında bulundu.

Son yıllarda bazı TV kanallarının özellikle sabah programlarında tercihli davranarak konunun gerçek uzmanları yerine ajanslar üzerinden popülaritesi yüksek, reklam getirisi olan kişilere öncelik verdiğini öne süren Eroğlu, “Programlara adeta kota koymuş bu kişilere astronomik ücretler ödemektedirler. Hekimlerin, diyetisyenlerin uzmanlık alanlarının dışında olmasına rağmen gıda güvenliği ve hijyeni konularında genellikle internetten edindikleri sınırlı bilgilerle aykırı açıklamalar yaparak gündemde kalmaya, kitaplarını tanıtmaya, çeşitli ürünler satmaya, yaşam koçluğu ve danışmanlık yapmaya çalıştıkları da işin bir başka boyutudur. Herhangi bir maddenin, ilacın virüs çoğalmasına direkt etkisini söyleyebilmek için yıllar süren çalışmalar yapılmaktadır. Buna rağmen piyasada antiviral ilaç sayısı son derece sınırlıdır. Kendi çıkarları uğruna gerçek bilgiyi çarpıtan bu provokatörlerin açıklamalarının karşısında uzmanlar tarafından yapılan bilimsel ve gerçeği yansıtan açıklamalara basında ve sosyal medyada çok fazla yer verilmezken, bazı medya organlarında korona virüs üzerine bir antiviral çalışma yapmadan herhangi bir bitkinin, yemeğin, paça çorbasının viral etkileşimi yaptığını belirtmek en hafif ifade ile bilgisizliktir. Televizyon, internet ve sosyal medya, bilgiye ulaşmayı çok kolay bir hale getirmiş olsa da reyting uğruna bu mecralardaki paylaşımların güvenilirliğinin sorgulanması gerekmektedir. Doğru, faydalı ve gerektiği kadar bilgiye ulaşmak ancak konunun gerçek uzmanları tarafından toplumun farklı katmanlarına göre hazırlanmış açıklamaların takip edilmesi ile olur. Medya kuruluşları, TV’lerde program yapan sunucular, haber muhabirleri, medyatik ve sansasyonel kişilerden ziyade ilgili alanda bilimsel çalışmaları ve araştırmaları ile öne çıkan uzmanların görüşlerini yayınlamalıdır. Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak diyoruz ki meslek kuruluşları ve resmi kurumlar, toplumu yanlış ve taraflı bilgiler ile zehirleyen kişiler ve yayın kuruluşları hakkında cezai yaptırımlarda bulunmalıdır. Aksi taktirde toplumda bilgi kirliliğinin önüne geçilmesi mümkün olamayacaktır” ifadelerini kullandı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —