Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 12 bin yıllık geçmişe sahip Göbeklitepe’den daha eski bir tarihe sahip olduğu düşünülen Karahantepe’yi ulusal ve uluslararası basına tanıttı. Karahantepe ve Göbeklitepe’de Türk ve yabancı bilim insanlarından oluşan, yaklaşık 70 kişilik interdisipliner bir ekip tarafından kazı ve restorasyon çalışmalarının yürütüldüğünü belirten Bakan Ersoy, Karahantepe ana istasyon noktasında ziyaretçi merkezinin 2022 yılında hizmete açılmasının hedeflendiğini söyledi.
Anadolu topraklarının rakipsiz kültür ve medeniyet zenginliğinin yeni parçalarını gün yüzüne çıkarmak için bir proje yürüttüklerini söyleyen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Ülkemizin ve dünyanın kültür mirasına kazandırmak, nihayetinde bütün insanlıkla paylaşmak için kapsamlı bir proje yürütüyoruz. Bugün de çalışmalarımızın ayrıntılarını sizlerle paylaşmak için bir aradayız. Öncelikle Karahantepe’den başlayalım. Şanlıurfa Haliliye ilçesi sınırları içinde kalan bu alan 2007 yılında birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilmiştir. Burası aynı zamanda Tek Tek Dağları Milli Parkı içinde bulunuyor ki gerçekten doğal çevresiyle iyi korunmuş bir bölgedir. Karahantepe’ye olan ilgi Göbeklitepe’de yapılan kazılarla paralel bir şekilde artmıştır.
Arkeoloji dünyasında ciddi yankı uyandırdı
Kazıların arkeoloji dünyasında büyük yankı uyandırdığını söyleyen Bakan Ersoy, “Arkeoloji dünyasında ve tarih çevrelerinde ciddi yankılar uyandıran Göbeklitepe ile birlikte Karahantepe de birçok bilim insanının ilgisini üzerinde toplamış ve bu doğrultuda bölge ziyaret edilen bir yer haline gelmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda da burada çok sayıda dikilitaşın varlığı tespit edilmiştir” ifadelerini kullandı.
İnsan biçimli bir heykele rastlandı
Karahantepe’deki çalışmaların iki önemli noktayı ortaya koyduğunu belirten Bakan Ersoy,” Birincisi, Göbeklitepe ve çağdaşlarından bilinen yuvarlak planlı yapılar alanın belirli yerlerinde yoğunlaşmaktadır. İkincisi de bu alanın bitişiğinde günlük kullanım öğelerinin çoğunlukta olduğu, başka bir deyişle yerleşim yeri özelliği taşıyan bir bölge bulunmaktadır. Burada yapılacak çalışmalarla, Göbeklitepe’de henüz araştırılmamış olan dönemin yerleşimcileri ve yerleşim yerleri hakkında bilgilere ulaşılması hedeflenmektedir. Yine Karahantepe’de “T” biçimli dikilitaş ve zoomorfik özellikler taşıyan büyük taşlar bulunmuştur. Bilindiği gibi Çanak Çömleksiz Neolitik Dönemin ilk aşamalarında “T” biçimli dikili taşların insanı sembolize ettiği genel olarak kabul görmektedir. Ancak burada olasılıkla insan biçimli bir heykele de rastlanmıştır. Demek ki zaman içerisinde daha gerçekçi bir üsluba dönüşüm söz konusu olmuştur. İnanıyorum ki Göbeklitepe’de olduğu gibi bu çalışmaların sonuçları da arkeoloji dünyası için ciddi bulgu ve bilgiler ortaya koyacaktır.
Kazılar tek çatı altında toplandı
2020 yılında Göbeklitepe ve Karahantepe kazılarının tek çatı altında toplandığını söyleyen Bakan Ersoy, “Bakanlığımız ve İstanbul Üniversitesi adına Prof. Dr. Necmi Karul’un liderlik ettiği tek bir kazı başkanlığı çatısı altında birleştirilmiştir. Karahantepe ve Göbeklitepe’de Türk ve yabancı bilim insanlarından oluşan, yaklaşık 70 kişilik interdisipliner bir ekip tarafından kazı ve restorasyon çalışmaları yürütülmektedir. Bu sayı şimdilik 70 tane ama yıl sonuna kadar inşallah 312 tane ek kadro alacağız” dedi.
2022 yılında hizmete açılması planlanıyor
Taş Tepeler Projesinin genel çerçevesinden kısaca söz eden Bakan Ersoy, “Göbeklitepe merkez olmak üzere proje kapsamında Karahantepe’nin ülkemizde yer alan Neolitik Dönem yerleşimleri arasında en önemli duraklardan biri haline getirilmesi hedeflenmektedir. En az 12 noktayı kapsayacak Taş Tepeler Projesi’nde Göbeklitepe ve Karahantepe ana istasyon, Sefertepe, Taşlıtepe, Ayanlar Höyük gibi alanlarda ise ara istasyonlar planlanmıştır. Karahantepe ana istasyon noktasında ziyaretçi merkezinin 2022 yılında hizmete açılmasını hedefliyoruz. Taş Tepeler Projesi kapsamında gerçekleştirilecek kazı ve araştırmalara dair bilgilerin toplanacağı, bilim insanlarının çalışmalarını yapabilecekleri Neolitik Araştırma Merkezi kurma çalışmalarına da devam edilmektedir” şeklinde konuştu.
İsim konusuna açıklık getirdi
Kazı alanlarının isimlerinin değişmeyeceğini belirten Bakan Ersoy, “Burada özellikle belirtmek istediğim bir konu var. Bizim çatı bölgesine Taş Tepeler adını veriyoruz. Şu an için sayısı 12 olan ara istasyon bölgeleri dediğimiz Göbeklitepe ve Karahantepe gibi demin saydığım noktalar var. Bunlar kendi bölgelerinin isimlerini koruyorlar. Yani isimlerde herhangi bir değişiklik yapmıyoruz. Ait olduğu ilçedeki adıyla anılmaya devam edeceklerdir. Göbeklitepe ise Göbeklitepe, Karahantepe ise Karahantepe, diğer 12 bölge de kendi ismleriyle anılmaya devam edecek. Taş Tepeler çatı isim çünkü yaklaşık 100 kilometrelik bir hattan bahsediyoruz. Göbeklitepe ve Karahantepe bunun merkezi noktaları. Eskiden hiç konaklamadan başka noktaya geçilebiliyordu ama şimdi bu 12 tepe devreye girdiği zaman, kısa süre içerisinde tamamını devreye alacağız, Urfa’da konaklayarak, gelenlerin en az bir ya da iki gece konaklaması gerekecek. 12 noktayı da 100 kilometrelik bir hat üzerinde detaylı bir şekilde ziyaret etme şansına sahip olacaklar” ifadelerini kullandı.
7 olan kazı alanı 12’ye çıkartılacak
Şu anda 7 noktada kazı çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Bakan Ersoy, “Proje sürecinin ve çıktılarının güncel olarak paylaşılacağı bir web sitesini de tasarlamaktayız ve onu da hızlıca devreye alacağız. Halihazırda 7 alanda arkeolojik kazı çalışmaları devam ediyor. Bu alanlar Göbeklitepe, Karahantepe, Gürcütepe, Sayburç, Çakmaktepe, Sefertepe ve Yeni Mahalle Höyüğüdür. Yakın zamanda Ayanlar, Yoğunburç, Harbetsuvan, Kurt Tepesi ve Taşlıtepe yerleşimlerinde de kazı çalışmaları başlayacak. Jeomanyetik ve jeo-radar ölçümlerinin bir kısmı gerçekleştirildi, bir kısmı da gerçekleştiriliyor. Kazılarla paralel şekilde bu ölçümlerin yapılmasına da devam edilecek. Tüm bunlar projemizin 2021-2024 yılları arasını kapsayan ilk etap çalışmalarıdır” dedi.
Eserler Şanlıurfa Müzesinde sergilenecek
Kazılardan elde edilen eserlerin Şanlıurfa’da sergileneceğini söyleyen Bakan Ersoy, “Son olarak ana çatıdan bahsedeyim. Biliyorsunuz Şanlıurfa Arkeoloji Müzesinde Karahantepe’den elde edilen eserlerin yer aldığı bir sergi hazırlandı. Taş Tepeler Projesi ile Neolitik Çağ’ın kapısını çok daha derin ve geniş bir şekilde aralayacağımız arkeolojik kazı çalışmalarının planlaması yapıldı ve bunları adım adım hayata geçirmeye başladık. Bu noktalarda daha bir çok eser elde edeceğiz. Müzemizde ilave yerler var, boş tuttuğumuz yerler var. Birkaç yıl içerisinde elde edeceğimiz bütün ürünleri yine müzemizde sergilemeye devam edeceğiz. Boş alanları onlarla değerlendireceğiz. İşte bütün bunlar Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi çatısı altında yapılıyor” ifadelerine yer verdi.
Proje uluslararası paydaşlarla birlikte yürütülüyor
Projeye Japonya, Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransa’dan kurumların paydaş olduğunu söyleyen Ersoy, “Bu, ülkemizde yapılmış en büyük ve kapsamlı arkeoloji projesidir. Elbette ulusal ve uluslararası paydaşlarımızla birlikte çalışacağız. Bundan sonra da sayılarını daha da arttırıp çalışmaya devam edeceğiz. Zira hep vurguluyoruz. İnsan medeniyetinin mirası bütün dünyayla paylaşılmalı ve bütün insanlığa fayda sunmalıdır. Bu bilinçle ilk etapta yurt içinde 8 ayrı üniversitenin dahil olduğu 12 kurum ve kuruluşla iş birliği planladık. İnşallah bunun da sayısını arttıracağız. İstanbul Üniversitesi, Harran Üniversitesi ve Ankara Bilim Üniversitesi arasında da doğrudan iş birliği protokolleri imzalandı. Japonya, Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransa’yı kapsayan uluslararası iş birliği çerçevesinde ise 8 ayrı üniversite ile 4 uluslararası akademi, enstitü ve müzeyi de projemize dahil ettik. Saha dışında da çalışmalar olacak. Uluslararası Dünya Neolitik Kongresi gibi uluslararası bilimsel toplantılar ve etkinlikler yapacağız. Ziyaretçi karşılama ve tanıtım merkezleri, sergi ve çevre düzenleme projeleri, ulaşım ve altyapı düzenlemeleri gibi çalışmalarda hayata geçirilecek. Buradan valimize ve belediye başkanımıza özellikle teşekkür etmek istiyorum. Çalışmalara en başından beri destek veriyorlar. Zaten bu tarz projelerin dünya markası olmasını istiyorsanız öncelikli olarak yerel halkın, bölgenin sahip çıkması, onların koruması altında yapılması gerekiyor. Beklentimizden çok daha fazla ilgililer, çok daha fazla istekliler. Bu da projenin uluslararası bir proje olmasında bize güç veriyor, motive ediyor. İnşallah biz de katkılarımızla dünyanın sayılı, örnek gösterilen projeleri haline getireceğiz” dedi.
127 milyon liralık kamu yatırımı
Cari ve personel giderleri hariç başlangıçta 127 milyon lira tutarında bir kamu yatırımı öngördüklerini söyleyen Bakan Ersoy, “Ben şimdiden ülkemize, bilim, kültür ve arkeoloji dünyamıza, turizmimize ve insanlığa hayırlı olsun diyorum. Bütün bu projelerde fikir aşamasından bugüne gelinceye kadar görev alan, sorumluluk üstlenen herkese, ayrıca bundan sonraki çalışmaları yürütecek tüm ekiplerimize şükranlarımı sunuyor, kolaylıklar ve başarılar diliyorum. Siz değerli basın mensuplarımıza gösterdiğiniz katılım ve sunduğunuz ilgi sebebiyle ayrı ayrı teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Bakan Ersoy’un konuşmasının ardından üçlü oturum gerçekleştirildi. Oturuma Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Göbeklitepe ve Karahantepe Kazı Başkanı İstanbul Üniversitesi Tarihöncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Necmi Karul, Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Proje Danışma Kurulu Üyesi Batman Üniversitesi Prof. Dr. Gülriz Kozbe katılarak Taş Tepeler ile ilgili bilgiler verip basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.
Oturumun ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile bilim insanları ve basın mensupları kazı alanını gezdi.