Edirneli ev hanımı Filiz Yıldırım, akrabasından öğrendiği eski gazetelerden sepet yapımı işinde kısa sürede usta oldu, şimdi ise siparişlere yetişmeye çalışıyor.
Evinin bir bölümü ve balkonunda oluşturduğu alanda eski gazetelerden sepet oluşturan Filiz Yıldırım, geri dönüşümün önemine de dikkat çekiyor. Yıldırım’ın elinde şekil bulan ve sepet haline getirilen eski gazeteler hem geri dönüşüme katkı sağlıyor, hem de çöpe gitmek yerine sanat eserine dönüştürülüyor. Yıldırım’ın ördüğü sepetler, Osmanlı’dan günümüze kadar uzanan mis meyve sabunlarıyla bütünleşerek Edirne’deki tarihi çarşılarda görücüye çıkıyor.
Kesilerek şişe sarılan gazete kâğıtları, tutkal yardımıyla yapıştırılarak çubuk haline getirildikten sonra sepete dönüştürülüyor. Hazırlanan sepetler, boya kovalarında renklendirildikten sonra kurumaya bırakılıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğünde başlatılan "Sıfır Atık" projesinin ardından geri dönüşüme karşı duyarlılık arttı. Özellikle ev hanımları geçimlerine katkı sağlamak amacıyla kâğıt, cam, gazete sayfaları gibi atık ürünlerden sanat eseri ortaya çıkararak para kazanmaya başladı. 51 yaşındaki Filiz Yıldırım da emekli olduktan sonra ev ekonomisine katkı sağlamak ve mutfak alışverişlerini karşılamak amacıyla akrabasından öğrendiği gazeteden sepet örme işinde usta oldu. Yıldırım, turist yoğunluğunun yaşandığı bu dönemde siparişlere yetişmeye çalışıyor.
Günlük 100 sepet üreten Yıldırım, özellikle tarihi çarşılarda yaşanan yerli ve yabancı turist yoğunluğunun ardından işlerin hareketlendiğini ve siparişlerin arttığını belirtti.
"5 yıldır geri dönüşümle evime katkı sağlıyorum"
Gazete kâğıtlarından sepet yapmaya akrabasının vesilesiyle başladığını söyleyen Yıldırım, "Hem hobi hem de eve katkı olsun diye yapayım dedim. O bana biraz gösterdi ilk başlarda birlikte yaptık sonra evde kendim yapmaya başladım. Yaptığım sepetleri tarihi çarşıya götürdük beğendiler. Şimdi tüm tarihi çarşılarda benim sepetlerimden var. 5 yıl oldu bu şekilde gazeteleri hem geri dönüşümle ekonomiye kazandırıyorum, hem de evime katkı sağlıyorum. Günlük 100 tane üretiyorum. Siparişlere yetişmekte zorlanıyorum. Bazen de sepet yapmak için eski gazete bulamıyorum" ifadelerine yer verdi.
"Gazeteden yaptım deyince şaşırıyorlar"
Salgın döneminde evde biriktirdiği sepetleri sattığını şimdi ise yenilerini yetiştirmeye çalıştığını aktaran Yıldırım, sepeti ilk görenlerin gazeteden yapıldığını duyunca şaşırdıklarını belirtti.
Ördüğü sepetlerden halk eğitim merkezine de götürdüğünü söyleyen Yıldırım, "Araya pandemi girince işler durgunlaştı. O dönemde de Osmanlı mirası mis meyve sabunları yapan Nilüfer Hanım benim sepetlerimden aldı. Bu da bana ek gelir oldu. Sepet yapmak çok eğlenceli oluyor ve severek yapıyorum. Hem stres atıyorum hem de mutfak ihtiyaçlarımı karşılamak için para kazanmış oluyorum" dedi.
Bu işi yapmaya başladığında en büyük destekçilerinden birisinin de kızı olduğunu söyleyen Yıldırım, "Yaptığım sepetlere Osmanlı mis sabunları koyulduğu için yerli ve yabancı vatandaşların ilgisini çekiyor. Son dönemlerde Edirne’de turist sayısı arttığı için satışlar da arttı. Bu yüzden yetiştirmekte zorlandığım zamanlar oluyor. Bu noktada siparişleri yetiştirmek adına da kızımın çok faydası oluyor" şeklinde konuştu.
Annesiyle gurur duyduğunu belirten Yeliz Yıldırım, boş zamanlarında sepet üretimine yardım ederek destek olmaya çalıştığını söyledi.