“Eğirdir Gölü ve Tarımsal Sulama” konulu Bilimsel ve Sektörel Çalıştay’ın sonuç bildirgesi yayınlandı. 16 Ekim tarihinde Ispartalılar Vakfı (ISVAK), Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ), Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (IS
“Eğirdir Gölü ve Tarımsal Sulama” konulu Bilimsel ve Sektörel Çalıştay’ın sonuç bildirgesi yayınlandı. 16 Ekim tarihinde Ispartalılar Vakfı (ISVAK), Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ), Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ), Eğirdir Meyvecilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (MAREM) ve Eğirdir ve Kovada Gölleri Birliği (EKO-BİR) paydaşlığında yapılan ve Eğirdir Gölü’nün bugünkü durumunu, gerek küresel iklim değişikliği ve kuraklık ile tarımsal sulama politikaları bağlamında değerlendirmek, somut gerçekler ve bilimsel veriler ışığında merkezi otorite ve yerel karar vericilere ışık tutmak amacıyla düzenlenen çalıştayın sonuç bildirgesi belli oldu. Bildirgede, projelerin vakit kaybetmeden hayata geçirilmesine vurgu yapılırken tarımsal alanlarda damla sulama, balıkçılık ve yeraltı sularının kontrolleri konularının üzerinde duruldu. Sonuç bildirgesinde yer alan bazı maddeler şu şekilde:
“Yönetim Başkanlığı kurulmalı”
Çalıştayda, SYGM tarafından Eğirdir Gölü Havzasında, küresel iklim değişikliği perspektifinde farklı kuraklık koşulu, su kaynağı kapasitesi, arazi kullanım ve bitki deseni senaryolarına göre sektörel su tahsis planlamaları yapılması gerektiği belirtildi. Ayrıca Eğirdir Gölü’nün yönetimsel sorunlarının ortadan kaldırılması amacıyla “Eğirdir Gölü Alan Yönetimi Başkanlığı” kurulması önerisinde bulunuldu. Eğirdir Gölü’ne yönelik çalışmaları DSİ 18.Bölge Müdürlüğü Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü , SDÜ, ISUBÜ gibi diğer kurumların destekleri ile koordine edilmelidir önerisi verildi.
“Yeraltı suyu çekimleri kontrol altına alınmalıdır”
Eğirdir Gölü Havzasında acil olarak basınçlı sulama sistemlerine geçiş yapılmalı, sulama yöntemi olarak da acilen damla sulama sistemi yaygınlaştırılmalı, kapalı devre sulama sitemine geçiş yapılabilmesi amacıyla halihazırda DSİ tarafından yapılan fizibilite çalışmalarının yatırım programına alınmaları hızlandırılmalıdır önerisi sunuldu. Eğirdir Gölü Kuşak Atık Su Arıtma Tesisi veya Bölgesel Atık Su Arıtma Tesislerinin bir an önce kurularak atık suların arıtılmadan göle ulaşması engellenmelidir denildi. Öte yandan Eğirdir Gölü havzasında kaçak sondajların tespit edilerek sayaç gibi yöntemler ile yeraltı suyu çekimleri kontrol altına alınmalıdır denildi. Havzada yeni yapılacak sondajların izin süreçleri ile yeraltı suyu kullanım planlamalarında kullanılmak üzere havzanın hidrojeolojik yeraltı suyu modellemesi yapılması gerektiği konuşuldu.
“Tarımsal alanlarda damla sulama”
Tarımsal sulamalarda damla sulama ve yeni tekniklerin etkin bir şekilde kullanılabilmesi, sulama zaman planlamasının yapılması ve bunların uygulanmasına yönelik üreticilerin en kısa sürede eğitim çalışmalarıyla bilinçlendirilmelidir denildi. Bir yandan gölün korunması için gerekli tedbirler alınırken, diğer yandan üreticilerin daha az su kullanmaları nedeniyle uğrayacakları gelir kaybının önlenmesi veya azaltılması için gerekli tedbirler gerçekleştirilmelidir. Daha az su ile aynı geliri alabilmeleri sağlanmalıdır. Bu tedbirlerden biri örtüaltı tarımının yaygınlaştırılmasıdır. Örtüaltı üretimde birim alan-birim su geliri açıkta üretimin 5-6 katıdır. Kuraklıktan etkilenen üreticinin mağdur olmaması için sera yapımı desteklenmelidir. Ayrıca meyve yetiştiriciliğinde malç uygulaması da su tasarrufu sağlamaktadır. Aynı sulama suyu miktarı ile daha yüksek gelir alınmasını sağlayan optimizasyon tekniklerinin uygulanması ülke genelinde tarımsal üretim planlaması yapılması gerekmektedir. Bu tekniklerle daha az su ile aynı gelirin elde edilmesi mümkündür.
“Çiftçiler bilinçlendirilmeli”
Tarımsal sulamalarda damla sulama ve yeni teknikler, bitkilerin ihtiyaç duyduğu su miktarları, sulama zamanları ve su kayıplarının önlenmesi ile ilgili üreticilerin en kısa sürede eğitim çalışmalarıyla bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır. Köylerde ve mahallelerde Muhtarların da desteği ile bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Sulama suyunun tarım işletmeleri düzeyinde etkin kullanılabilmesi, sulamada aşırı su kullanımının ve geç veya yetersiz sulama yapılarak gereksiz yere stres oluşturularak verim kayıplarının önlenmesi için, mühendisler, sulama ile ilgili kuruluşlar ve çiftçiler tarafından dijital ortamda kullanılabilecek olan sulama programlaması yapabilen dijital bir karar destek sisteminin (TAGEM-SuET gibi) kullanılması gerekmektedir. TAGEM-SuET çiftçilerin yeterli ve kısıtlı su koşullarında mevcut koşullara en uygun sulama programını belirleyebilmeleri, dolayısıyla su kayıplarının ve gereksiz verim azalmasının önlenmesi açısından önem taşımaktadır. Toprağının sulama açısından teknik özelliklerini bilmeyen üreticinin aşırı su kullanımının önlenmesi ve su tasarrufu yapması mümkün değildir. Eğirdir Gölü havzasında tarımla uğraşan çiftçilerin parsellerinin toprak fiziksel analizlerinin ve yaprak analizlerinin MAREM’in Toprak ve Tahlil Laboratuvarlarında yaptırması teşvik edilmelidir.
“Projeler vakit kaybetmeden hayata geçirilmeli”
Tarımsal ilaçlamada; Pestisit sınırlamasına mutlaka geçilmeli, bir sezondaki ilaçlama sayısı da 5’ e indirilerek, bu konuda kontrollü denetim mutlaka sağlanmalıdır. Göl havzasını kuşatan, gölü besleyen kaynakların yer aldığı Dağ ekosisteminin bozulmasının önüne geçilmesi için; Mermer işletme ve arama ruhsatlarının sınırlandırılmasına yönelik girişimlerin başlatılması kaçınılmazdır. Eğirdir Gölünün ekolojik dengesinin bozulmasına paralel olarak, su ürünleri dengesinin de bozulması dikkate alındığında; göle yavru balık aşılanması/salınması ve bu balıkların DSİ’nin sulama kanalları Pompaj yaklaşım alanlarından tarlalara ve bahçelere gübre olarak gitmesinin önüne geçmek için, geçmişte yapılan birkaç proje vakit geçirilmeden hayata geçirilmelidir.