Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizim kısa vadedeki hedefimiz, 5 yaş çocuklarımızın yüzde 100’üne eğitim sunabilecek bir altyapı ve kapasiteyi hazır hale getirmek ve tüm vatandaşlarımızın hizmetin
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizim kısa vadedeki hedefimiz, 5 yaş çocuklarımızın yüzde 100’üne eğitim sunabilecek bir altyapı ve kapasiteyi hazır hale getirmek ve tüm vatandaşlarımızın hizmetine sunmaktır” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, Yükseköğretim Kalite Kurulu, Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ve Üniversitelerin 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifleri ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tekliflerini sunmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonuna katıldı. Burada bir konuşma yapan Bakan Özer, “2021-2022 eğitim ve öğretim yılında resmi ve özel 14 bin 137 okul öncesi, 24 bin 778 ilkokul, 19 bin 323 ortaokul ve 13 bin 82 lise ile toplam 71 bin 320 okulumuzda 1 milyon 171 bin 891 öğretmen ve açık öğretim öğrencileri de dahil olmak üzere 17 milyon 436 bin 532 öğrencimiz ile eğitim ve öğretime devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Örgün ve yaygın eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütebilmek için eğitim bütçemiz, 274 milyar 384 milyon 474 bin TL olarak belirlenmiştir”
2022 yılı eğitim bütçe teklifini açıklayan Milli Eğitim Bakanı Özer, şunları kaydetti:
“Toplumun tüm kesimlerini içine alan örgün ve yaygın eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütebilmek için eğitim bütçemiz, 274 milyar 384 milyon 474 bin TL olarak belirlenmiştir. Bu rakam 2022 yılı merkezi yönetim bütçesinin yüzde 15,7’sini oluşturmaktadır. Eğitime ayrılan bu bütçe ile 2022 yılında okullar arası başarı farklarının azaltılması ile eğitimde fırsat eşitliğinin güçlendirilmesi ve böylece eğitimde kalitenin artırılması ana odağımız olacaktır. Bu kapsamda okul öncesi eğitime erişimin artırılması ve okullar arası imkân farklılıklarının azaltılması, mesleki eğitimin güçlendirilmesi ve öğretmenlerimizin mesleki gelişimlerinin çok boyutlu desteklenmesine yönelik çalışmalar ön planda olacaktır. Tüm bu adımlar sayesinde Türkiye eğitim sistemini dünya ile daha fazla rekabet edebilir bir hale getireceğiz.”
“2022 yılı bütçemizden öğrencilerimize doğrudan nakdi ve ayni olarak önemli destekler sağlamayı sürdüreceğiz”
2022 eğitim bütçe tekliflerini kalem kalem açıklayan Bakan Özer, konu hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Okul türleri ve bölgeler arası başarı farklılıklarını azaltarak eğitimde fırsat eşitliğini bütün boyutlarıyla hayata geçireceğiz. Bu kapsamda, 2022 yılı bütçemizden öğrencilerimize doğrudan nakdî ve ayni olarak önemli destekler sağlamayı sürdüreceğiz. 1 milyon 248 bin öğrencimizin faydalandığı taşımalı eğitim ve yemek yardım programı için 6,3 milyar TL, 422 bin engelli evladımızın faydalanacağı eğitim programları için yaklaşık 5,5 milyar TL, öğrencilerimize destekleme ve yetiştirme kursu çerçevesinde yaklaşık 1 milyar TL, ilköğretim ve ortaöğretimde toplam 271 bin öğrencimizin faydalandığı burs, giyim ve kırtasiye yardımı ve harçlık ödemeleri için yaklaşık 2 milyar TL, pansiyonlarda barınan 273 bin öğrencimize barınma desteği olarak 1,4 milyar TL, ücretsiz kitap dağıtımı için 1,2 milyar TL, özel okul desteği kapsamında 1 milyar 12 milyon TL, 1416 sayılı Kanun kapsamında yurt dışında öğrenim gören 4 bin 400 öğrencimiz için 914 milyon TL kaynak ayrılmıştır. Ayrıca Şartlı Eğitim Yardımı kapsamında ilk ve ortaöğretimdeki öğrencilerimizin annelerine yaptığımız yardım miktarları da 2021 yılında artırılmıştır. Bu kapsamda; 2003 yılından 2021 yılına kadar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan toplam 8 milyar 121 milyon 253 bin 716 TL ödeme yapılmıştır.”
“Eğitimi kesintisiz bir şekilde sürdürme kararlılığı içerisindeyiz”
6 Eylül’den itibaren başlayan yüz yüze eğitim hakkındaki son verileri paylaşan Bakan Özer, “Mevcut 850 bin dersliğin yüzde 56’sında öğrenci sayısı 25’in altındadır. 35’ten fazla öğrenci bulunan sınıfların oranı ise yüzde 13,4’tür. Dolayısıyla kalabalık sınıflar yaygın değildir. Ayrıca, Bakanlık olarak il millî eğitim müdürlüklerimize okul bazlı olarak kalabalık sınıflarla ilgili her türlü önlemi alma, ikili eğitime geçme veya ders saati süresinde tasarrufta bulunma yetkisini verdik. Bu kapsamda 289 okulumuzda ikili eğitime geçildi. İstisnai durumlarda gerekli önlemleri almaya devam edeceğiz ancak kural olarak eğitimi kesintisiz bir şekilde sürdürme kararlılığı içerisindeyiz” açıklamasında bulundu.
“En az 2 doz aşı olan öğretmen oranımız yüzde 87’dir”
Öğretmenlerde aşılanma oranlarının her geçen gün daha da arttığını kaydeden Bakan Özer, “Biliyorsunuz ki aşı, gönüllülük esasına dayalı olarak yapılıyor. Personelin aşı olmadığı durumda haftada iki kez PCR testi yaptırması gerekmektedir. 1 doz aşı olan öğretmen oranımız yüzde 93’e ulaşmıştır. En az 2 doz aşı olan öğretmen oranımız ise yüzde 87’dir. Diğer taraftan aşı olmadan hastalığı atlatarak bağışıklık kazanan ve antikoru oluşan öğretmen oranımız da yüzde 5 civarındadır. Öğretmenlerimizin aşılanma oranının böylesine yüksek olması okulları açık tutmayla ilgili olarak elimizdeki en büyük avantajımızdır. Bu konudaki hassasiyetlerinden, katkılarından ve desteklerinden ve topluma örnek olmalarından ötürü kıymetli öğretmenlerimize teşekkür ediyorum” dedi.
“Milli Eğitim Şurasını yeniden topluyoruz”
Milli Eğitim Şurası’nın yeniden toplanacağına dikkat çeken Bakan Özer, “Millî Eğitim Sistemini geliştirmek ve niteliğini yükseltmek için eğitim ve öğretimle ilgili konuları tetkik etmek ve tavsiye kararları almak üzere Millî Eğitim Bakanlığının ‘en yüksek danışma kurulu’ olarak tanımlanan Millî Eğitim Şûrasını yeniden topluyoruz. 1-3 Aralık 2021 tarihleri arasında Ankara’da toplanacak 20. Millî Eğitim Şûrası’nın başlığını ‘Eğitimde Fırsat Eşitliği’ olarak belirledik. Bu kapsamda Şûra’da üç ana konuda çalışma grupları kuracağız. Bu konular, ‘Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği’, ‘Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi’ ve ‘Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi’ olacak. Bu vesileyle, bir daha tüm paydaşlarımızı Şura’ya katkı vermeye davet ediyorum” diye konuştu.
“Öğretmen başına düşen öğrenci sayımız; ilköğretimde 15’e, ortaöğretimde de 13’e düşmüştür”
Eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfındaki mevcut personelimiz hakkındaki güncel bilgileri de paylaşan Bakan Özer, “Eğitim sistemimizde yaklaşık 1,2 milyon öğretmenimiz bulunmaktadır. Hükümetlerimiz döneminde atanan öğretmen sayımız, mevcut resmî öğretmen sayısının yüzde 73’üne karşılık gelmektedir. Bu aynı zamanda genç bir öğretmen kadrosuna sahip olduğumuzu göstermektedir. 40 yaş ve altındaki öğretmen sayımız toplam öğretmen sayımızın yüzde 60’ına tekabül etmektedir. Gerçekleştirilen öğretmen atamalarıyla birlikte ülkemizin tüm coğrafi bölgelerindeki öğretmen başına düşen öğrenci sayısı düşmektedir. Bu kapsamda öğretmen başına düşen öğrenci sayımız; ilköğretimde 15’e, ortaöğretimde de 13’e düşmüştür” ifadelerini kullandı.
Öğretmenlerin mali ve sosyal haklarındaki son durumu da değerlendiren Bakan Özer, “Öğretmenlerimizin mali ve sosyal haklarında önemli iyileştirmeler yapılmış ve 01.07.2021 tarihi itibarıyla Bakanlığımız bünyesinde göreve yeni başlayan 9. derece 1. kademedeki bir öğretmenimizin maaşı 5 bin 97 lira 40 kuruş, ek ders ücretinin saati net 21 lira 20 kuruş olmuştur. Ayrıca, tüm öğretmenlere, her eğitim ve öğretim yılı başında eğitim ve öğretime hazırlık ödeneği verilmektedir. 2021-2022 eğitim ve öğretim yılına ait eğitime hazırlık ödeneği 1250 TL’dir” dedi.
“Derslik başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 23’e, ortaöğretimde ise 22’ye düşmüştür”
Milli Eğitim Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemi sayesinde planlanması, izlenmesi, denetlenmesinin çok daha kolay ve sağlıklı hale getirildiğini kaydeden Bakan Özer, şu ifadelere yer verdi:
“Eğitim altyapımızı, derslik başına düşen öğrenci sayısını azaltmak ve ikili öğretime son vererek tüm okullarımızda tam gün eğitim ve öğretime geçmek hedefleri doğrultusunda güçlendiriyoruz. Bu çerçevede 2003 yılından bugüne kadar, 54 bin 930 adedi hayırseverler tarafından olmak üzere toplam 348 bin 465 adet yeni dersliğin yapımı tamamlanarak eğitim ve öğretimin hizmetine sunulmuştur. Her eğitim kademesinde derslik başına düşen öğrenci sayısı, yeni yapılan derslikler sayesinde, ülke genelinde her geçen gün azalmaktadır. Bütün bu çalışmalar sonrasında derslik başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 23’e, ortaöğretimde ise 22’ye düşmüştür.”
“Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizim kısa vadedeki hedefimiz, 5 yaş çocuklarımızın yüzde 100’üne eğitim sunabilmek”
5 yaşın zorunlu eğitim kapsamına alınıp alınmamasının TBMM’nin takdirinde olduğunu vurgulayan Bakan Özer, “Milli Eğitim Bakanlığı olarak bizim kısa vadedeki hedefimiz, 5 yaş çocuklarımızın yüzde 100’üne eğitim sunabilecek bir altyapı ve kapasiteyi hazır hale getirmek ve tüm vatandaşlarımızın hizmetine sunmaktır. Başta İstanbul’da olmak üzere tüm yurt sathında yeni açacağımız okullar sayesinde, 5 yaş çocuklarımızın tamamına ve kolay ulaşılabilir bir şekilde yaygınlaştırarak okul öncesi eğitim sunmayı amaçlıyoruz. Böylece hangi gelir grubundan olursa olsun tüm çocuklarımızın ilkokula daha hazırlıklı gelmelerini sağlamayı istiyoruz” dedi.
“Mesleki eğitim programlarında yeni koşullara adaptasyonu güçlendiren bir dönüşüm gerçekleştirilmiştir”
Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik ve sosyal gelişimini sağlayabilmesi, küresel rekabette yerini alabilmesi ve nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanması için verilen mesleki ve teknik eğitimin; yerel, ulusal ve uluslararası iş piyasalarının beklentilerine uygun bir şekilde yapılandırılarak ilerleneceğini vurgulayan Bakan Özer, “Mesleki eğitim programlarında yeni koşullara adaptasyonu güçlendiren bir dönüşüm gerçekleştirilmiş, mesleki eğitim verilen alan ve dallarda sadeleşmeye gidilmiştir. Öğretim programları iş piyasalarında yaygınlaşan otomasyon, yapay zekâ teknolojileri ve yeni beceri taleplerine yönelik olarak güncellenerek uygulama temelli hazırlanmış, dijital okuryazarlık becerilerini güçlendirecek ve meslek alanlarındaki yeni teknolojilere uyumu artıracak içerik ve etkinliklerle zenginleştirilmiştir. Bu sayede öğrencilerin ilgi ve tercihleri doğrultusunda seçmeli dersler ve sertifika programları oluşturulmuştur. Güncellenen programlar doğrultusunda uygulama ağırlıklı yeni ders kitapları hazırlanmış, dijital içeriklerin karekod uygulaması ile ders kitaplarında yer alması sağlanmış ve meslek dersi öğretmenlerinin mesleki gelişimlerini sektörle birlikte sağlayabilmeleri için yüz yüze ve uzaktan eğitimlerine devam edilmiştir” açıklamasında bulundu.
“Toplam korunma sayısı öğrencilerde oran olarak bakıldığında, yüzde 79,21, akademik personelde yüzde 93.27’dir”
Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Erol Özvar ise, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada aşılanma ile toplam korunma oranlarına ilişkin son, güncel rakamları paylaştı. Başkan Özvar, “Toplam korunma sayısı öğrencilerde oran olarak bakıldığında, yüzde 79,21’dir. Akademik personelde yüzde 93.27’dir. İdari personelde ise yüzde 90.70’tir. Üniversitelerde okuyan öğrencilerimiz, aşı konusunda gerekli hassasiyeti göstermektedir. Bu vesileyle öğrencilerimize de teşekkür etmek isterim. Akademik personelde de neredeyse yüzde 100’e yaklaşmakta, umarız aşı vesilesiyle de yükseköğretimde yüz yüze eğitim devam edecekti” açıklamasında bulundu.