VOSİAD Başkanı Şemsettin Bozkurt: Erdoğan, Kürtlerin düşmanı değil

Van Gölü TV’de Gazeteci Ziya Türk’ün hazırlayıp sunduğu ‘Oyun Kurucu Programı’na konuk olan VOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürtlerin düşmanı olmadığını söyledi.

Politika 4.05.2023 21:44:00 0
VOSİAD Başkanı Şemsettin Bozkurt: Erdoğan, Kürtlerin düşmanı değil
Tarih: 04.05.2023 21:44 Güncelleme: 13.11.2023 03:08

VAN POSTASI GAZETESİ ÖZEL

Van Gölü TV’de Gazeteci Ziya Türk’ün hazırlayıp sunduğu ‘Oyun Kurucu Programı’na konuk olan VOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürtlerin düşmanı olmadığını, Kılıçtaroğlu’nun da dostu olmadığını belirterek, Erdoğan’ın gitmesi üzerine yapılan bir kurgunun çok doğru bir kurgu olmadığını vurguladı.

‘Oyun Kurucu Programı’nda Gazeteci Yazar Ziya Türk’ün sorularını yanıtlayan Van Organize Sanayi İş Adamları Derneği (VOSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Bozkurt, Osmanlı’da Kürtlerin haklarının çok daha fazla olduğunu belirterek,  Cumhuriyet ile birlikte Kürtlerin bütün hakları inkâr edildiğini ve Cumhuriyeti temsil eden de Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu söyledi.

Kürtlerin Erdoğan ve Kılıçdaroğlu konusunda akılcı pozisyon alması gerektiğini söyleyen Başkan Bozkurt, Kürt sorununun çözümü noktasında en somut adımları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın attığını ifade etti.

“CUMHURİYETLE BİRLİKTE BİRÇOK KESİMİN HAKLARI ELİNDEN ALINDI”
Cumhuriyet ile birlikte Kürtlerin bütün hakları inkâr edildiğini belirten Bozkurt, “Biz bugün Sayın Erdoğan’ı konuşurken, kurumsal kimliğini konuşuyoruz. Şahsi kimliğiyle ilgili asla bir şeyimiz yok. Bugün Sayın Erdoğan bu ülkenin Cumhurbaşkanı olmasa değerlendirmeyeceğiz. Erdoğan’ı temsiliyetten dolayı konuşuyoruz. Kılıçdaroğlu’nu da kendi kurumsal kimliğinden ve taşımış olduğu sorumluluk ve vizyondan kaynaklı konuşuyoruz. Daha çok ümmetçilik ve hilafet anlayışı ile idare edilen Osmanlı’da Kürtlerin hakkı çok daha fazlaydı. Cumhuriyet ile birlikte Kürtlerin bütün hakları inkâr ediliyor. Bu Cumhuriyeti temsil eden de Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Cumhuriyetle birlikte birçok kesimin hakları elinden alındı. Türkiye’de eğer devrimcilikten söz ediyorlarsa, en büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk’tür. Hilafetin kaldırılması, sarıklı, cübbeli sistemi ortadan kaldırıp, bu medeni giyim, kuşam, kıyafetin getirilmesini biz Atatürk’e borçluyuz. Kadınların seçme, seçilme hakkını, harf devrimini, iktisadi kalkınmaları, iktisat kongrelerini, birçok şeyi bu anlamda devrim diyebileceğimiz şeylerdir. Erdoğan’da bir devrimcidir. Çünkü oda birçok şeyi yaptı. Devrimcilik, yenilik, vizyon, bunlar için risk almak, kendi hayatına, çoluk çocuğun hayatına mal olacak şeyleri göze almak, doğruyu yapmak ve bunu iyileştirmektir. Bu anlamda Sayın Erdoğan’ın da devrimciliğinden bahsedilebilir. Devrimcilik siyaseti amaç olarak değil araç olarak kullanmaktır” dedi.

“ERDOĞAN DEVRİMCİ BİR LİDERDİR”
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşayan bir Kürt vatandaş olarak Atatürk’ü sevdiğini söyleyen Bozkurt, “Cumhuriyetin kurulması, Cumhuriyetle birlikte gelen yenilikler ama diğer taraftar bir Kürt olarak Atatürk’e baktığım zaman Atatürk sevmem için bir neden yok. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak normal bir Türk isem eğer, sevmem gereken, devrimci olarak görmem gereken en büyük lider odur. Ondan sonra da Özal’dır. Özal’dan sonra da Sayın Erdoğan’dır. Sayın Erdoğan, bir Kürt açısından atabileceği en güzel adımları atmıştır. Fakat yeteri kadar desteklenmedi, cesaretlendirilmedi. Kürtleri temsilci edenler de sanırım bu vizyona sahip değillerdi. İyi bir siyaset yapmak gerekirdi. Kürtler Erdoğan ve Kılıçdaroğlu konusunda akılcı pozisyon almalı. Erdoğan, Kürtlerin düşmanı mı, Kılıçdaroğlu da Kürt’lerin dostu mu diye değerlendirdiğimiz zaman, bu insanların pratiğine bakmak gerekir. Dostluk, düşmanlık sadece bir slogan değil” diye konuştu.

“SAYIN ERDOĞAN KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜYLE İLGİLİ ÇOK CİDDİ ADIMLAR ATTI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kürtlerin düşmanı olmadığını belirten Bozkurt, “Sayın Erdoğan niye Kürtlerin düşmanı değil? Çünkü Kürt sorununun çözümüyle ilgili çok ciddi adımlar attı. Ben düşmanıdır diyemem. Sayın Erdoğan, içten ve dıştan ortaya çıkmış gelişmelerden kaynaklı devleti temsil eden bir lider olarak, zaman zaman farklı pozisyonlar alabilir. Ama burada ne Sayın Erdoğan’ın, ne Sayın Kılıçdaroğlu’nun Kürtlere düşmanlığını ve dostluğunu irdelemek günahtır. Sayın Erdoğan’ın pratiklerine baktığımız zaman Kürtlere çok düşmanca yaklaştığını söyleyemeyiz. Pratikleri ortadadır. Sayın Erdoğan, yıllardır inkar edilen, asimile edilmeye çalışılan bir halkı, Kürtlerin partisi olan HDP’yi muhatap alan, Kürtlerin hakları için isyan edip, dağa çıkmış insanların da dağdan indirilip, siyasete kazandırılması için çok ciddi devrimci adımlar atan bir insan. Bu insan o zaman da Sayın Erdoğan’dı. Bugün kayyumlar atanıyor, Kürtlere ceza veriliyor, Kürt siyasetçileri içeriye atılıyor. Bir sürü olumsuz şey var, bir sürü olumlu şey de var. Burada bu insanları değerlendirdiğimizde aslında devleti temsil eden insanları değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

“KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ NOKTASIN EN PRATİK SOMUT ADIMLARI SAYIN ERDOĞAN ATTI”
Bugün hayatlarını Mustafa Kemal Atatürk’e borçlu olduklarını söyleyen Bozkurt ,”Bugün Türkiye’de gördüğüm en büyük devrimcilerden bir tanesi Atatürk’tür. Kendisini hayranlıkla takip ediyorum, okuyorum. Ama bir Kürt açısından baktığımda da benim Osmanlı’da olan haklarımın tümünü elimden almış. Kürtler bunun için Cumhuriyetle bir hesaplaşmanın içerisindeler. Sayın Erdoğan’da geldiğinde biz helalleşeceğiz dedi. Yapılan uygulamalardan dolayı gerekirse özür diliyoruz dedi. Sayın Mesut Yılmaz da bunu dedi. Sayın Özal, Erdoğan’dan çok daha ileri bir şey söyledi. Bu kan dursun, gerekirse federasyonu bile tartışabiliriz dedi. Bunlar tartışılıyor. En pratik somut adımları Sayın Erdoğan attı. Sayın Kılıçdaroğlu’nun temsil ettiği çizginin de, Cumhuriyetten bu yana Kürtlerle nasıl bir ilişki kurduğu ortadadır. Ben de bütün bunların ne Cumhur İttifakı, ne de Millet İttifakı açısından tekrar bu olumsuzlukların önümüze konularak yaşanmamasını istiyorum. Bu anlamda Kürtler doğru bir siyaset ortaya koymalı” dedi.

“KÜRT MESELESİNİN ÇÖZÜMÜ İÇİN ERDOĞAN’IN ELİNDE ÇOK CİDDİ BİR GÜÇ VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın indirilmesi üzerine bir siyasetin kurgulanmasının Kürtlere bir faydasının olmadığını belirten Bozkurt, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun da geliştirdiği en büyük avantaj Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde HDP’nin kazandığı belediyelere kayyum atanması. Kayyum atanması antidemokratik bir uygulamadır. Şu anda CHP’nin HDP’yi motive etmesi, işte kayyum atanmayacak vaatleridir. Sayın Erdoğan döneminde de belli bir zaman atanmamıştı. Kürt meseli bir kayyumun atanıp, atanmamasıyla ilgili değil. Bu ayrı bir şeydir. Kürt meselesi orta yerde duruyor. Kürt meselesinin çözümü için Erdoğan’ın elinde çok ciddi bir güç var. Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nın kullandığı kavramlar daha muğlak kavramlar. Parlamento çatısı altında bütün sorunlarımızı çözebiliriz diyorlar. Benim açımdan bu çok muğlak bir siyaset. Zaten parlamento 95 yıldır var. Kürtlerin sorunlarını kangrenleştirip bugünlere getiren sistem bu sistemdir. Başkanlık sistemi başladığı günden beri, bazı anti demokratik uygulamalar var. Ama bu anti demokratik uygulamalardan sadece Kürtler payını almıyor. Türkler de payını alıyor. Herkesin sıkıntı çektiği sorunlardan dolayı şimdi Kürtler niye cezasını çeksin. Kürtler bir iktisadi pencereden olaya bakmalı, bir de kendi milli hakları, milli meseleleri penceresinden bakmalı. Bu anlamda iki ittifaka da açık olmalı. Sayın Erdoğan’ın gitmesi üzerine yapılan bir kurgu çok doğru bir kurgu değildir diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Kaynak: Van Postası Gazetesi