Bir hastalık için ameliyat kararı alındıktan sonra hastanın ameliyata hazır olup olmadığı ile ilgili farklı doktorların, anestezi uzmanlarının görüşü alınır. Hasta yakınlarına hastanın durumu ile ilgili bilgiler verilir. Bu bilgiler genelde ameliyatın kritik olup olmadığı, tahminen na kadar zaman alacağı gibi şeyleri içerir. Hasta yakınları genelde rahatlatılmaya çalışılırken, hastanın ameliyat masasında kalma riskine karşı da bilgilendirilir ve öyle olması halinde her türlü sorumluluğu kabul ettiklerine dair onların imzaları alınır. Hasta psikolojik olarak ameliyata hazırlanır.
Ameliyat başlar. Doktor, hemşire, anestezi uzmanı, diğer görevliler pür dikkat çalışırlar. Zira, durum ciddidir. En küçük bir dalgınlık telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Dışarda hasta yakınları, uzak yerlerdeki eş, dost dua eder, durumdan o an haberdar olan başka hasta yakınları iyi dileklerde bulunurlar. İçerde emek, dışarda dualar, güzel temennilerle bir ekip çalışması oluşur. Bütün yürekler aynı hedefe yönelir. İçerde mevcut malzeme en iyi şekilde kullanılmaya çalışırken, ameliyat sırasında bir şikayet , bir dertlenme olmaz. Hasta ne kadar rahatsız olursa olsun, ameliyathanede kimse bu çok hasta diye şikayetlenmez. Herkes elinden gelenin en iyisini yapma çabası içerisindedir. Çünkü, içerde bir can, hatta candan öte bir şey vardır. Dışarıdakilere dua ettiren de budur. Emek, gönül, dua ameliyatta bütünleşir. Sonuç ne olursa olsun kimse ameliyat mahlini terketmez. Çalışan da, dua eden de üzerine düşeni yapar. Ameliyat sırasında, bütün ekip genel yaşadıkları iş sıkıntılarını unuturlar. Hasta yakınları da geçmişte yaşanan bütün sorunları unutur. Kimse, ameliyatı yarıda bırakmaz. Önce ya da sonra yaşananların ne olduğu bilinmez ama ameliyat anında ameliyathane asla terkedilmez.
Üniversite yıllarımda bir hocam, “bu memlekette iki hafta okula başlanırken, bir hafta on beş tatil öncesi, bir hafta on beş tatil sonrası, bir ay yaz tatili öncesi ders yapılmaz” derdi. Okulların açık olduğu süreci düşündüğümüzde, öğretmen ve öğrencilerin yaklaşık iki ay boyunca ameliyat masasından uzak olduğu söylenebilir. Ameliyathanenin ameliyata uygun olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu olabilir. Bu süreçte yaşanılan problemler üzerine önce veya sonra konuşulabilir. Ancak, ameliyat sırasında gerek öğretmen, gerek öğrenci gerekse de veliler ve bu ameliyattan sorumlu kadrolar asla ameliyathaneyi terketmemelidir.
Hiç bir öğretmen dersinin gereksiz olduğunu düşünmez. Hatta, öğretmenler derslerinin ne kadar önemli olduğunu anlatmak için makaleler, hikayeler belki roman bile yazabilirler. Bundan dolayı, öğretmenler, bu kadar önemli derslerde, konu da bitmeyeceğine göre okula tek bir öğrenci de gelse konuyu anlatmaya devam etmeli. Varsayalım konu bitmiş olsun, öğretmenin öğrencisine anlatacağı kültür, deneyim, eğitim bitmez. Hatta, öğretmenin öğrencisinden öğrenecekleri şeyler de bitmez.
İşte bu yüzden, hava ısınmış, sınavlar yapılmış, süreç zor olsa ve bizler çok yorulmuş olsak da önümüzdeki uzun bir tatili hak etmek adına, bir daha geri gelmeyecek şu bir ayı en iyi şekilde değerlendirmek adına ameliyatı yarım bırakmamalı. Geriye dönüp baktığımızda bütün zorluklara rağmen, öğrenci, veli, öğretmenler olarak elimizden gelenin en iyisini yaptık diyebilmenin huzurunu yaşamalıyız.