İyi yıllaarr önce bir iki sene İngiltere’de kalmışım! Örnek ver ver bitmiyor... Ne yapalım yine vereceğiz örneği... Bilirsiniz, bilmiyorsanız bile mutlaka duymuşsunuzdur.. İngiltere’de güneşlenecek kadar sıcak güneş bulmak derede altın bulmak gibi uzun, ısrarlı bekleyişler gerektirir.. Bu güneşi bulunca da hemen değerlendirmek ister Britanya vatandaşları... hemen bikinilerini giyip bir parka uzanıp güneşlenirler... Yaşlı İngiliz teyzeler bundan pek hoşlanmaz ama kimse bu durum karşısında ne garipseyen bakışlar fırlatır ne de sözlü müdahalede bulunur.. Yaşlı İngiliz teyzeler parklarda ya da otobüslerde öpüşüp koklaşan liseli gençlerden de pek haz etmez.. Neyse..
Bir çok insan turistlik seyahat vesilesiyle veyahut öğrenci/çalışan olarak yurt dışına çıkıyor. Kaçına yurtdışında bir protesto eylemine katılmak nasip olmuştur bilemem. Kendimi bu açıdan çok şanslı hissederim. Aslında bilinçli bir katılım değildi, öncelikle bunu itiraf etmek isterim. Brigthon’ı gezmeye gittiğimiz bir gün sosyalist partinin “No War to IRAQ” protestosu vardı. Yanımızdan Brezilya müziği eşliğinde bir kortej geçince konu bizim de desteklediğimiz bir protesto olunca, haydi dedik girelim korteje! Polisler kortejin iki yanında gidiyordu. Maksatları protesto edenleri korumaktı. Onların güvenliğini sağlıyorlardı. Bando takımı festival müzikleri çalıyor, kortejin önünde belden yukarısı çıplak, sarı saçları göğüslerini örtmüş, mini etekli, vücudundan kırmızı boyalar akan bir kadın ve tüm grup ellerinde savaşa hayır dövizleri ile dans ederek yürüyorlardı. Çok eğlenceliydi doğrusu...
Düşünüyorumda bizde böyle bir şey olsa, yarı çıplak kıza iki gün içinde tecavüz edildiği haberi çıkardı tüm gazetelerde.. ama bize gelmeden Avrupa dediğimiz bu müsamaha (hoşgörü) kültürünün diğer yüzünü de anlatayım. Birgün Afgan Müslüman’larının bir toplantısına gitmiştik. Elbette Afganlı’lar dışında İngiltere’de yaşayan orijinal İngiliz olan veya olmayan birçok Müslüman da toplantıdaydı. Çok büyük bir spor salonu tıklım tıklım doluydu. Orada sonradan Müslüman olmuş saf kan İngiliz bir bayanla tanıştık... Bildiğiniz pardesü ve geniş bir başörtüsüyle (tıpkı Türkler gibi) örtünmüştü. Biraz dertleştik.. Dertleştik diyorum çünkü o üstü açık ya da parklarda bikini ile güneşlenen kişilere gösterilen hoşgörü maalesef safkan İngiliz bile olsa bir Müslüman’a, Müslüman olduğu belli olan birine gösterilmiyordu. Öğretmen olan bu kadın önce okul hayatında sıkıntı çekmiş daha sonra ise arkadaşları tarafından psikolojik baskıya maruz kalmıştı. Özellikle 11 Eylül olaylarından sonra üzerindeki baskı daha da artmıştı...
Gelelim Türkiye’ye... İki-üç gün önce Taksim Meyda’nında kulaklarında kulaklık (müzik dinliyor gibi) elinde sigara, işçi, işçi benzeri, turist vs.. kim varsa onların çemberine aldığı bikinili kadın ara ara: “Özgürüz, özgür kalacazz. Ben Allah’a inanmıyorum, ben doktorum, benim ailem beni iyi yetiştirdi. yo yo..... ” tarzı bir şeyler söylüyor dans eder gibi hareketler yapıyor.. Neyin savaşını verdiği pek de belli değil. Çemberdeki insanlar kadının protestosuna hak vermek için mi, kadının çıplak vücudunu görmek için mi onu alkışlıyorlar net değil.. Sonra araya beyaz başörtülü açık renk kıyafetleri ile bir laz teyze giriyor... “Bunu mi arkişlayisunuz, ayip be ... yetar da gardaşum, yetar da.. hep beraber yaşayruz, benim başum gapalu.. senin g...n açuk... tamam da.. yetar daa..” diyor.. Orada ne olmuşsa biri bikinili kızın gerçek Atatürkçü olduğunu söylemiş herhalde laz teyze fena içerlemiş buna ve çok sinirlenmiş. “Ha bu kiz Atatürkçü de, ben örtülüyüm diye mı Atatürkçü olmayrum? Ben de Atatürkçüyum! Daha fazla Atatürkçüyum!” diye haykırmaya başlıyor.. Ama teyze fena sinirlenmiş.. Onu sinirlendiren şey daha çok bikinili bir kadının başörtülü bir kadından daha fazla Atatürkçü olmasının altının çizilmesi... Bu arada başörtülü Laz teyze duran adamları evde alkışlamış ama artık yeter dağılın demek için gelmiş meğer Taksim’e.. Sigaralı, bikinili doktor ablaya uygulanan müsamaha başörtülü Laz teyzeye pek uygulanmıyor; onu bir an önce susturmak/yatıştırmak istiyor kalabalık, dar bir çember içinde kayboluyor Laz teyze...
Protesto olarak Avrupa kültürüne yakın olmasak da Müslümanları aşağılayıp, psikolojik baskı altında tutmak da onlardan hiç geri kalır yanımız yok. Hatta fazlamız bile var, ne de olsa %99 u Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz, değil mi?