Neden? İlgimizi dağıtacak çok şey var. Telefon köleleriyiz! Facebook, YouTube, Snap, Twitter, WhatsApp, Instagram bizi sürekli meşgul tutuyor. Telefonumuz sevgiliden, aileden, çoluk çocuktan öne geçti ve bu uzun zamandır böyle!
Google ile yaşıyoruz. Ama eskisinden daha fazla bilgili değiliz! Daha önceden sorarak öğrendiğimiz şeyler için şimdi sadece gidip bakacağımız bir yer var, adı Google! Haberleri en kısa zamanda alıyoruz ve birbirimizi en kısa zamanda haberdar ediyoruz (okumadan/dinlemeden). Daha önce hiç olmadığı kadar hızla bağlanıyoruz birbirimizle. Tanımadıklarıızla bağlantıdayız ama bunların hepsi elektronik ortamda. Fiziksel ortamda bağlantılardan hızla uzaklaşıyoruz. Teknoloji hergün kendini güncelliyor ama biz insanlar buna yetişmekten yoksunuz. İnsan beyni eskiden daha düz ve sade yaşarken, şimdi yepyeni düşüncelerin peşinde..
Uzmanlara göre bir insan günde ortalama 50 kez telefonuna bakıyor. Günde en az 6 saat dijital medya ile güncelleniyor. Bundan 17 yıl önce yani 2000 yılında dikkat aralığımız 12 saniye iken son zamanlarda bu süre 8 saniyeye düşmüş. Unutmayalım; bir balığın dikkat aralığı 9 saniyedir!
Listelerden gelen yazıları okumuyoruz, ilgi göstermiyoruz, yanlışları bozuklukları görmüyoruz ve hemen oraya buraya iletiyoruz. Columbiya Üniversitesinin bulgularına göre sosyal medya paylaşımları sırasında kişiler linklere basmadan (yani okumadan) kendi gruplarında paylaşıyorlarmış. Yani yazının de dediğini merak bile etmeden paylaşmakta mahsur görülmüyor artık! Ve ne yazık ki her gördüğümüze inanıyoruz.
Her yer yalan haber doluyken, elimizin altında Photoshop gibi bir fırsat varken hala her paylaşımı doğru/gerçek sanıyoruz. Yalan haber, feyk haber, alternatif gerçek, doğru ötesi, gerçek sonrası gibi deyimler yaşantımıza girdi bile. Ve bu deyimler yalancılığı normalize ediyor. Bu durum gittikçe kötüleşecektir! Bilginin altın çağında yaşadığımız halde kötü içeriklere, yalan haberlere ve boş safsatalara inandırılıyoruz.
Bu noktadan sonra dikkat eksikliğimizden bahsedeceğimize doğru seçimler yapmaktan bahsetsek daha iyi olur belki de.. Kaliteyi seçmek gibi.. Yoksa düşük seviyeli medya ortamlarında dikkatimiz tamamen yok olacak.
Fatoş Şimşek
