Merakla beklenen 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimleri nihayet sonuçlandı.
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin 12'nci cumhurbaşkanı oldu. Erdoğan aynı zamanda halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olma unvanını elde etti.
Halkın %52'sinin oyunu alan Erdoğan, işi ilk turda bitirdi. CHP ve MHP başta olmak üzere, 14 partinin destek verdiği Ekmeleddin İhsanoğlu ise %38 oy aldı.
Daha önce Barış ve Demokrasi Partisi'nin Genel Başkanı olan, yeni süreçte Halkların Demokrasi Partisi'ni kuran ve Genel Başkan olan Selahattin Demirtaş ise üçüncü adaydı. Demirtaş, oylarını artırdı ve %10'a yaklaştırdı.
Seçimlerde en dikkat çeken olay ise Demirtaş'ın daha önce sıfır oy aldığı birçok şehirde oy almayı başarmasıydı.
Bu seçimlerde; Erdoğan ile birlikte Demirtaş'ın da başarı yakaladığını söylemek, yanlış olmaz her halde.
Gelelim, Erdoğan'ın balkon konuşmasına…
Erdoğan, kazandığı seçimlerden sonra Ak Parti merkez binasında bir balkon konuşması yaptı
Başbakan'ın bu kez seçim sonrası yaptığı 'balkon konuşmasında' yanında sadece ailesi vardı.
Başbakan, 30 Mart sonrasında aynı yerde yaptığı 'balkon konuşmasına', ailesinin yanısıra, bakanlar ve partisinin ileri gelenleri ile birlikte çıkmıştı.
Erdoğan'ın bu kez yanına sadece çekirdek ailesiyle çıkması, parti yetkililerini almaması da, 'Cumhurbaşkanlığı'nın ilk mesajı' olarak yorumlandı.
Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasına başlarken yaptığı konuşmasına 'Fatiha' benzetmesi yaptığını hatırlatarak, 'Bugün kutlu bir açılışı hep birlikte idrak ediyoruz' dedi, Cumhurbaşkanı'nın halk oyuyla seçilmesi nedeniyle Çankaya'nın 'halkıyla bütünleştiğini' söyledi.
Erdoğan, balkon konuşmasını 'akıldan ziyade kalbinden gelen kelimelerle yaptığını' da vurgulayarak, 'Bu seçimin mağlubu yoktur. Milletimiz içinde bu seçimin kaybedeni yoktur. Kaybeden var; statüko kaybetmiştir. Vesayet bugün en büyük mağlubiyetini yaşamıştır. Kirli siyaset ve siyaset dışı güç odakları bugün ibretlik bir ders almıştır. İnanıyorum ki muhalefet bugünden itibaren politikalarını gözden geçirecek ve yeni Türkiye'ye yakışan bir muhalefet tarzı bugünden itibaren geçerli olacaktır' ifadelerini kullandı.
Erdoğan, daha sonra Ankara'ya geçti ve burada önemli açıklamalarda bulundu.
Kendisine dik diktatör diyenlerin kendi muhasebelerini yapmaları gerektiğini belirten Erdoğan, 'Bize otoriter diyenler, lütfen kendi muhasebelerini yapsınlar. Bizi tek adam olmakla, baskıcı olmakla, mahalle baskısı yapmakla itham edenler kendilerini samimiyetle sorgulasınlar. Kendilerini seçkin kendileri dışındakileri sıradan görenler, kendilerini eğitimli başkalarını cahil görenler, kendilerini bilinçli başkalarını cahil görenler lütfen vicdan muhasebesini yapsınlar' dedi.
Erdoğan, yaptıkları çalışmaların gözden geçirilmesi gerektiğini de hatırlatarak, 'Siyasi tarihimiz boyunca söylediklerimize baksınlar, özellikle yetki aldığımız dönemlerde yaptıklarımıza baksınlar. 12 yılda Türkiye'ye kazandırdıklarımıza baksınlar. Hepimiz aynı vatan toprakları üzerinde yaşıyoruz. 77 milyon aynı bayrağın gölgesi altında geleceği yürüyoruz. Bugün Türkiye için bir milattır. Türkiye'nin küllerinden doğuşunun yeni Türkiye'nin kuruluşunun günüdür. Altınız çizerek ifade ediyorum şahsıma oy verenlerin değil 77 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Hayatım boyunca yaptığım gibi bütün siyasi mücadele sürecinde yaptığım gibi ülkesi, milleti bayrağı için çalışan bir cumhurbaşkanı olacağım. Bugün hiç kimse hüzünlenmesin, kimse kaybetti veya mağlup olduğu hissine kapılmasın lütfen. Milletin istikameti düne göre çok daha parlaktır. Seccadelerinin üzerinde camilerde, evlerde, kuytularda mırıl mırıl bizim için dua eden kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum' dedi.
Bir seçimi daha geride bıraktık.
Yüce Allah'tan dileğimiz ise, huzurun bu ülkede daimi olmasıdır.
Zira huzur yoksa bu ülkedeki insanların %80'inin sevdiği kişi kazansa ne olur?
Çünkü huzur insanların en fazla arzuladığı anlatılmaz iç isteklerden biridir.
Huzur tek başına elbette ki yetmez; mutluluk olsun, sevgi olsun, refah ve hürriyet olsun.
Gününüz neşeyle dolsun.