Canım öyle acıyordu ki..
Eğer konuşabilseydim yada bağırabilseydim, yüreğimin acısı bir miktar da olsa sükunet bulacaktı.
Mamafih bazı yaralar sürekli kanar.
Merhemi yoktur.
Sadece kan kaybederek, ölüme mahkum kalırdı.
Ölüm ise ilk günler kavursa da yürekleri,
zaman ile sözleşmişlerdir.
Söz vermiştir zaman ölüme, İlk gün yanan 41 mumun 40’nı söndürecektir.
Ve yürek, mazide kalan anı olarak hüzünle hatırlayacaktır.
İşte zamanın insanlara karşı merhameti bu denlidir.
Zaman !!! Ah ahit!
Aldatıldım!
Diyen birini duyan bir kişinin aklına ilk gelen ise,
Sevdiği ya da eşi tarafından cinsellik duygularının yaşandığı bir olayın vuku bulmuş olduğudur.
Ve dinleyen ya da duyan insan üzülmek ile beraber sinirli bir hal alır.
Başlar karşısındaki insanı teselliye...
Neden aldatılmak sadece yatak odası mevzusu olarak algılanır ki!!!
Oysa güvendiği sevdiği dostu belki ailesi, ablası kardeşi .... Hatta annesi-babası tarafından dahi aldatılmış olamaz mıydı!?
Aldatılmak;'yanılmasını sağlamak'
Diye geçmektedir.(sözlük anlamı)
Sözlük anlamından yola çıkalım.
Demek ki,'bir kişi diğer bir kişi hakkında başka insanların fikirlerini değiştirecek, yalan ya da iftira boyutunda sözler söylemekte 'diye biliriz.
Sizler, Hayatınızda başınızdan geçen sırlı bir olay yaşamadınız mı?
Ve çok inanıp - güvendiğiniz canım dediğiniz kişiye derdinizi anlatıyorsunuz.
(İnsanlar dertlerini anlatınca bir nebze de olsa rahatlar)
Ve o kişi sizi gidip başka bir kişi ya da kişilere anlatıyor.
Şimdi bu olay da siz aldatılmış olmuyor musunuz?
İllaki eşinizin mi aldatması lazım.
Sizce bedensel aldatılmak mı, yüreksel (güvenin bitmesi) aldatılmak mı daha acı verir?
Bedensel aldatılan kadın ya da erkek karşı taraf tarafından suçlanır.
Ve mağdur kişi kendini savunacak sözler arar, bulup konuşur.
İlgisizlik
Maddiyat
Bir anlık zaaf
Sarhoşluk
....
Uzar gider.
Hele ki bir gecelik bir aldatılma ise
Karşı taraf af edebilmek ister. (genelde de affedilir)
Çoğunlukla evli kadınlar eşlerini affetmektedir.
Birde çok seven affeder.
Vaz geçemez.
Hatalarını hatta yalanlarını bile bile sever.
Birde anne iseniz evlatlarınızın hatırına yutarsınız her acıyı.
Bazı acılar aldatılmaktan çok daha vahim olsa bile...
Bir tanıdık dostum yeni evliyken sohbet esnasında konu açılmışken sormuştum; 'aldatılsan ne yaparsın 'diye
Cevap; 'hemen boşarım' olmuştu.
Bende ; 'hiç bir şey yaşanmadan bilinmez. Büyük konuşmasak' diye uyarmıştım.
Zaman ilerledi ve o vahim olay vuku buldu.
Olaylar zincirinde bizde bir yuvayı kurtarma adına giriştik.
'Hala aynı akıl damısın?' diye sordum.
'Boşanacam' dedi.
Bende; 'bak iki kızın var. Ve çok gençsin.
Tekrar bir evlilik yapabilirsin.
O kişi de muhtemelen evlenip ayrılmış olacaktır. Yani hayatında hep bir kadın olduğunu bileceksin. Zaman zaman seni onunla mukayese ediyor sanacaksın...
Şimdi eşinle, oturup kavga etmeden tartışın. Ve eksiklik nereden kaynaklı bulun. Ve bir şans daha ver.' diye konuştum.
Sonuç anne olunca mantık devreye girer.
Ha ne mi oldu bir kızları daha ))
Sonuç olarak herkesin bir cevabı olabilir.
Lakin, bedensel olmayan aldatılmanın cevabı bence olmaz.
Kıskançlık ya da artık neyse kaynaklı bir davranıştır.
Güven uçup gittikten sonra
Dostluk ya da akrabalık bağı önem taşımaz.
Birde bir insan ister bedensel, isterse iftira yada dedikodu yolu ile karşısındaki insanı aldatmış olsun, aslında sadece kendini aldatmıştır.
Mamafih kaybettiği ona yüreğini sonuna kadar açan bir kalbi kaybetmiştir.
Bir deprem sonrası söylenecek kelimeler, sadece hava uçuşan sivri sinek vızıltısıdır.
Sokar seni canını acıtır.
Ama çabuk geçer ve o sinek de ölmüştür.
Keçe külah edilmeyen günlerimizin olması dileğimle.