Ziya Türk


Modern Zamanın Plastik Kılıçları

Modern Zamanın Plastik Kılıçları






'At, avrat ve silah' deyimini hepimiz biliriz.

Bu deyim geçmişimizden atalarımızdan bizlere kalan yegâne sözlerden deyimlerden biriydi.

Deyim değişmedi sadece içerisindeki iki sıfat yani At ve Silah sözcüklerinin ifade ettiği nesneler değişti.

Atın yerini son model arabalar aldı.

Peki ya silah sıfatının yerini nemi aldı?

Silahın yerini ise çoğumuzun cüzdanlarını süsleyen rengârenk, bol rakamlı, olanakları sınırsız zannettiğimiz, zorda kaldığımızda kurtarıcımız olan hesap dökümü gelince de kâbusumuz olup uykularımızı kaçıran, dört bir tarafı kılıçtan keskin KREDİ KARTLARI aldı.

 

Hayatımızın vaaz geçilmezleri arasında oldu plastikten yapılmış olan kılıçlar. Kimimiz için güç ve gövde göstergesi, kimimiz için denize düşeni kurtaran yılan görevi görüyor. İçimizdeki tüketim hırsını engelleyemiyoruz ve neticesinde birilerine rant kapısını sonuna kadar açıyoruz.

 

Her köşe başında değişik bankaların açmış olduğu stantlara rastlıyoruz. Önlerinden geçmeye görün, adeta yakanıza yapışıyorlar ve kolunuzdan tutup zorla başvuru yaptırmaya çalışıyorlar.

Son zamanlarda stantlar yetmedi cep telefonlarımızdan ulaşıyorlar, tahrik edici mesajlar gönderiyorlar.

Klişeleşmiş sözlerle ‘Tarafınıza şu kadar limitli kredi kartınız ya da krediniz onaylandı en yakın şubemize başvurun lütfen’ diyorlar.

Malum paranın yüzü sıcak misali koşuyoruz sonunu düşünmeden. Hele ki dardaysak babamızın oğlundan daha şefkatli geliyor bankanın açmış olduğu kucak.

Bankalar bizim isteklerimizi karşılama doğrultusunda gözlerimizi boyarcasına sayısız kampanyalar önümüze sunuyor haliyle bizlerde çok güzel aldanıyoruz.

Bankalar kendi aralarında ekonomik var oluş savaşı sürdürmek uğruna ‘savaş meydanında her şey mubahtır’ dercesine istismar yolunu seçiyor ve uyguluyorlar.

Tuttuğunuz futbol takımını, okuduğunuz okulu, işinizi, çalıştığınız sektörü kullanarak keskin kılıçları cüzdanlarımıza yerleştirip yaşamımıza ortak oluyorlar.

İşi o kadar ileri götürdüler ki en son şahit olduğum ismi lazım olmayan bir bankanın GOLD HAC VE UMRE CARD adı altında dini vecibelerimizi kullanma cüretinde bulunmalarıydı.

Bankaların kâr payı, katılım payı adı altında veya her ne şekilde olursa olsun almış oldukları ücret benim kanaatimce faize eşdeğerdir. Ben bu yapılana çalınacak olan minarenin biçilmiş olan kılıfı derim.

Faiz konusuna daha fazla değinmek istemem çünkü bazı kesimlerin ‘muhafazakârlar buna da burnunu soktu’ ya da ‘faizse bana faiz kime ne’ tarzı saçma söylemlerle karşı karşıya kalmak istemem doğrusu.

Sadece banka ve bizler mi suçluyuz bu konuda. Suçlu birileri daha var bu kılıç kalkan oyununda, onlarda en küçük esnaftan tutunda en büyük işletmelere varıncaya kadar olan ticaret erbabı olan ya da olduğunu sananlardır. Yaptığımız ufak bir alışverişte dahi insanlık hali buya paranız çıkışmadığı anda gardını al dercesine pos makinesini önünüze indirip kılıcı kullanmak zorunda bırakan esnafta suçlu elbette ki.

Onlara da hak vermiyor değilim tabi. Sayısız ekonomik kriz atlattılar güven denen olgu kayboldu milletimiz arasında. Ben parama bakarım ve paramı alırım gerisi beni alakadar etmez bilinci yerleşti içlerine haklı olarak.

Son zamanlarda gerek devletimizin bu konuyla alakalı organları gerekse hükümetin yapmış olduğu çalışmalar gözle görülür etki yarattı. Yalnız kılıç kalkan oyunu oynanmaya devam ediyor hali hazırda.

İllaki bu oyuna dâhil olmak istiyorsanız bilinçli olmanızı, haklarınızın neler olduğunu bilmenizi öneririm. Örneğin kart aidat ücreti alınmamaktadır. Size böyle bir uygumla olmadığı ısrarında bulunup şartlı almıyoruz demelerine aldırış etmeyin. Kart ücretini iptal etmemeleri halinde ‘Tüketici Hakem Heyeti’ne başvuruda bulunun.

Bunun yanı sıra ilk başvuru esnasında önünüze indirilen sözleşme var ya hani şu karıncadan daha küçük yazılarla yazılmış olan, aceleye getirip imzalayın dedikleri o kâğıt parçasını ısrarla anlayarak okuyun.

Bu kılıç kalkan oyununda ufakta olsa önlem almış olursunuz.

Kredi kartına ben kılıç diyorum hem de her iki tarafı keskin bir kılıç. Nasıl ki kılıcı kullanmak ustalık ister kredi kartında da aynı mahareti göstermek gereklidir. Kullanmasını bilmezsen kılıç kadar keskin bu plastik parçası ilk olarak elinde olanı keser, kesmekle kalmaz hayatı çekilmez ve yaşanılmaz hale getirir.

Hayatımızı plastik kılıçların karartmasını istemiyorsak atalara kulak verelim derim. ‘Ayağımızı Yorganımıza Göre Uzatalım’