Gülay PINARBAŞI
Tarih: 22.10.2014 02:05
Ordunun Şefkati Yanıltmasın
Son zamanlarda yaşanan olaylarla birlikte Türkiye’nin NATO ’dan çıkarılması konusu gündeme geldi. Öncelikle NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip Türkiye’nin NATO’dan ayrılması, Türkiye’nin değil, NATO’nun zararınadır. NATO’nun tek Müslüman ülkesi olan Türkiye, tüm Türki Cumhuriyetlere ve İslam alemine olan etkisiyle, tek başına bile önemli bir güçtür. Ayrıca Türkiye NATO’dan ayrılırsa kuracağı yeni ittifaklarla şu andakinden çok daha fazla güç kazanır.
Türk askerinin merhametli, şefkatli, sevecen davranması, dış güçlerin piyonu olan bazı kirli odakları yanıltmasın. Bölünmek için kitle iletişim araçlarını kullanarak çeşitli bilinçaltı faaliyetlerde bulunanlar beyhude çaba harcıyorlar. Türkiye’yi bölme projeleri, kendilerince ülkemizi “kolay lokma” olarak görmeleri kendilerini kandırmalarından başka bir işe yaramaz.
Türk devleti, kendi birlik ve bütünlüğünü koruyacak ferasete/basirete fazlasıyla sahiptir. Uzun süredir dünya arenasında oynanmaya çalışılan “armagedon” oyununa alet olanlar, bilerek ya da bilmeyerek insanlığı büyük bir belaya doğru sürüklüyorlar. Ama şu iyi bilinmelidir ki Ortadoğu üzerinde uygulanmaya çalışılan böl/parçala/yönet projesi Türkiye üzerinde başarılı olmayacak, oynanan oyunlar zaferle asla sonuçlanmayacaktır. Milletimiz arif bir millettir, en iyi üniversitelerde okuyanı da, köyde çobanlık yapanı da, neyin ne olduğunu bilir, Türkiye'nin üniter yapısının sonuna kadar korunmasını ister. Ve asla ülkenin bölünmesine kapı açacak konulara müsamaha göstermez.
Türkiye gerektiğinde elini taşın altına koymaktan da çekinmez. Sadece kendi milletini düşünmekle kalmaz bölgenin güvenliği için her milleti koruması altına alan bir hamiyet duygusu içindedir. Bugün Ortadoğu’nun bir çok ülkesindeki kardeşlerimiz illaki Türk askeri, illaki Türkiye diyorlarsa mutlaka bunun haklı bir gerekçesi vardır. Türkiye’yi güvenli bulduklarını ve Türk insanını çok sevdiklerini her fırsatta dile getirmektedirler. Türkiye ve Türk halkı tüm insanlık için bir nimettir, berekettir.
Türkiye bölgede şu ana kadar her zaman uzlaştırıcı bir kimlik sergilemiştir. Bundan sonraki tavrı bu şekilde olacaktır. Türkiye taşıdığı “büyük ağabey” misyonu ile doğal arabulucu olduğu için asla taraf tutmaz. Bir çok Müslümanın umut kaynağı olan ülkemiz, Ortadoğu’nun ihtiyacı olan İslam ve demokrasi ruhunu tüm bölgeye taşıyacaktır.
Şarlar ne kadar zor olursa olsun, Türkiye’nin, savaşla, bombayla işi olmaz, her zaman yatıştırıcı bir yol izlemek zorundadır. Elbetteki gerektiğinde tavır koymasını bilecek, gerektiğinde sesi yükselecek, hatta belki kükreyecek ama asla barışçıl çizgisini terketmeyecektir. Türkiye, akılcı politikalar/isabetli hamleler ve -herşeyden önemlisi- sevgi politikalarıyla hareket edecektir. Bu nedenle Türkiye’nin Müslümünlara savaş açması, tepelerine bomba yağdırması gibi boş hayalleri hiç kimse aklından geçirmesin. Türkiye'yi kışkırtıp Müslümanı Müslümana kırdırma gayretleri boşa çıkacaktır. Türk devleti, Türk ordusu haram olan bir olayın içine asla girmemelidir, bu yüzden kimse Türkiye'yi savaşın içine, Müslüman katliamının içine çekmeye çalışmasın.
Türkiye bölünmesi üzerine bahis oynayanlar bilsinler ki Türkiye’nin kaderinde bölünmek yoktur. Türkiyenin önü açıktır, gittikçe büyüyecek ve İslam Birliğini kuracaktır. Kim ne yaparsa yapsın, isterse dağları yerinden oynatacak bir oyun ve düzen kursun, Türkiye’nin ilerlemesinin önüne geçemeyecek, asla bu kaderi değiştiremiyecektir.
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —