2015 YILININ İLK ÇEYREĞİ TL İLE 2,3 BÜYÜMEYİ, DOLAR İLE 2,9 KÜÇÜLMEYİ GÖSTERİYOR.
İnsanları yönetme sanatını siyaset bilimi üretim ve bölüşümü de iktisat bilimi yönlendirmektedir. Seçim dönemi ve dolayısı ile siyaset bilimi ile şekillenen süreçte piyasa belirleyenleri, maliye politikaları vb. disiplinler zaviyesinden yaklaşımlar gölgede kaldı. Ve seçim sonuçlarının açıklanması ile birlikte yakıt zamları, ardından AB İlerleme raporu, TÜİK verileri gündemdeki doğal yerlerini almaya başladı.
Basılı-sanal medya 5 binlere çıkan asgari ücreti, 1,5 liraya satılacak mazotu çoktan unuttu bile. Ve yerine üretmeden tüketiyoruz, ihracat geriliyor, lüks tüketim artıyor başlıkları ile dolmaya başladı. Fakirleşerek büyüdüğümüz yazılmaya başladı.
Gerçekten bu kadar pesimist mi acaba tablo? Matematiksel veriler soyutturlar ama anıldığı yerde nesnel gerçekleri ifade ederler. Ama nesnelliğin tamamını değil sadece yüklenen kısmıdır bu görülenler. Yine düşünen insanın, üretken aklın kendinde saklı olan sınırsız bilgi zenginliğinin üretim faktörleri doğal kaynaklar ile buluşturulabilmesi ölçeğinde kara bulutların dağıtılabileceğini görebilmek mümkün olacaktır.
Önümüzdeki dört yılın çok gruplu meclis te belirlenecek politikalar ile ve önceki 12 yıldan nispeten farklılıklar barındırarak ve farklılıkları biraz daha dikkate alarak yürütüleceği ve yönetileceği tahmin edilmektedir. Bu tablo çerçevesinde batıdan farklı olarak Giresun’dan Hakkâri’ye kadar olan doğu bölgelerimizde yeniden tarım ağırlıklı üretim faaliyetlerinin öne çıkarılması fakirleşmeden zenginleşerek, üreterek büyümenin yegâne yoludur.
Doğunun Müslüman Köylüsü, Süryani, Hristiyan Esnafı-Zanaatkârı Tarlasına Bağına Dönmeli!
Köyleşmiş şehir ve ilçe merkezlerine yığılmış vatandaşımız planlı, destekli ve teşvikli bir program dahilinde çağdaş ve onuruna yakışır bir biçimde yeniden üretim kaynaklarının başına geçmelidir. Emekli maaşları, yardımlarla sınırlı ve zor şartlarda yaşamaya mahkum tüketim toplumu olmak yerine küresel paydaşları gibi ürettiğinin değeri bilinen, kendine güvenen üreterek istikra ve refahı yükselen bir topluma dönüşüm süreci başlatılmalıdır.
Son yıllarda küresel olarak sıkça gündeme gelen, sosyal girişimcilik projeleri ve örnekleri, mikro girişimler ve mikro kredi olanakları, İMC geleneğine uygun çağdaş üretim ve bölüşüm kooperatifleri biçiminde uygulamalardan yararlanılması tartışılmalıdır.
Yüzbinlerce Göçmen Tarımsal veya Zanaatkarlık Alanlarında Desteklenip Teşvik edilebilir? Toplumsal Yük olmaktan/algılanmaktan kurtulurlar?
Gelişmişinden gelişmekte olanına kadar liberal ekonomi modellerinin de ayrılmaz bir parçası, hatta tamamlayanı olan kamu ve özel sektörün yanında kamu-özel veya karma olarak bilinen ve 3 sektör olarak da adlandırılan Kooperatif girişimciliği sektörünün olumlu örneklerinden ülkemizin mal ve hizmet üretimi olmak üzere daha geniş kapsamda uygulama olanakları ve ele alınmalıdır.
Devletten beklemenin yanında eğitim-sağlık-danışmanlık-spor vb. alanlarda olabileceği gibi tarım, orman, su vb gibi ürünlerde de eğitilmiş, bilinçlendirilmiş teşvik edilmiş istihdam dışı insan gücü uygun ortaklıklar-kooperatifler biçiminde üretime yönlendirilebilirler. Çarpan etkisi ile, tüketen, muhtaç toplum olmaktan uzaklaşılacağı gibi üreten ve istihdam yaratan topluma geçişin adımları mümkün olabilecektir.
Dr. Osman Sirkeci